Bir ailenin varoluşu…
31 yıl önce birbirinden etkilenen bir çift; kaçamak bakışlar, mektuplaşmalar, gizli buluşmalar; 28 yıl önce nişanla ilan edilen aşk, hayran bırakan inat, sabırlı bekleyiş; 25 yıl önce düğünle resmileşen mutluluk, bitmez bir sevgi, sırt sırta geçirilen ömür yarısı, dünyaya getirdikleri bir kız bir erkek...
31 yıl önce birbirinden etkilenen bir çift; kaçamak bakışlar, mektuplaşmalar, gizli buluşmalar; 28 yıl önce nişanla ilan edilen aşk, hayran bırakan inat, sabırlı bekleyiş; 25 yıl önce düğünle resmileşen mutluluk, bitmez bir sevgi, sırt sırta geçirilen ömür yarısı, dünyaya getirdikleri bir kız bir erkek...
Yazmaya gelince ne kadar da hızlı
ilerliyor. Oysa ki onlar kavuşmak için çok çabalamış, sağlam temeller üzerine
kurulacak olan bir yuva için çok fedakarlık yapmışlar. Yıllar yıllı sade ve
sadece dünyadaki en değerleri varlıkları -çocukları için- nefes almaya
zorlamışlar kendilerini. Başarmışlar da…
Onlar çocuklarının gözünde en
anlayışlı, en bonkör, en vefakar olmayı başarabilmişler. Yeri gelmiş
sarsıntılara maruz kalmışlar ailecek, yeri gelmiş zirveden izlemişler hayattaki
kazançlarını; lakin değişmeyen tek şey dört duvar arasında sıkışıp kalan
huzurları olmuş.
Şimdi nefesleri ayrı şehirlerde
can bulsa da özlemleri hep güçlü kalmaya devam ediyormuş. Çünkü onlar
birbirlerine kızsalar da kızmasalar da hiçbir şey birbirlerini sevmelerine
engel olamıyormuş.
İşte benim annem babam vesilesiyle
sahip olduğum dünya nimetlerinin başlangıç noktası ve ilerleyişi… Dört kişilik
çekirdek ailenin kocaman akraba dünyasında mini minnacık yazıdaki yeri…
Onların günüydü 13 Eylül… Nice sağlıklı, huzurlu, şen şakrak günlere…
Onların günüydü 13 Eylül… Nice sağlıklı, huzurlu, şen şakrak günlere…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder