“Ağladım, ağladım, ağladım.” diyor biri. Dışa vuramadığım, içimde biriktirdiğim ne varsa; hepsini döküyorum ortaya dercesine. Bitmek tükenmek bilmeyen bir hezimetin ortasında kayboldum diyerek sesleniyor birilerine. Sesini duyurabildiğine şüphe etmiyor; ama… Aması yok!
Çaresizlik içinde parçalanıyor küçük yüreğim, büyük yürekleri de dağlayarak…
“Ağlıyorum, ağlıyorum, ağlıyorum.” demeye devam ediyor aynı biri. Ağladıkça daha mı iyi, daha mı kötü olduğunu irdelemeden; sadece ağlayacağını vurguluyor gözyaşlarının istikrarı ile.
“Olmuyor ki.” diyor o biri. Sonra susuyor. Susarak anlattıklarının anlaşılmasını umarak, umduğunun gerçekleşeceğini bilerek…
Umduklarının gerçekleştiğine tanık olurken yaşadığı şu günlerde; yüzünde neşeli, kalbinde buruk bir gülümseme ile devam ediyor sözlerine aynı biri. Kulağında eskilerde keşfettiği bir müzik, aklında düşleri, gözlerinin önünde peşinden koşulacak hedefler.
“Avaz avaz bağırıyorum şimdi.” diyor o biri. Sesini duyurabildiğinden emin olarak umutlarını uçuruyor bir bir. İç huzur her şeye tanık olurken “Yine, yeniden, yeniliklere, yinelenenlere!” diyor usulca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder