Üzerine çok düşünülen, çok fikir beyan edilen, hatta çok yazılan bir konu… Benim de bu konuda belli bir fikrim var aslında. Düşüncemi her zaman savunmayı sürdürdüğüm halde ara ara soru işaretleri belirmiyor değil beynimde.
Bana göre (edindiğim bilgilere göre öğrendiğim ve inandığım anlamıyla); sınırları baştan çizilmiş, bize bahşedilen akıl sayesinde yaptığımız seçimlerle yolları şekillenen bir harita: kader. Başlangıcı ve sonu belli. Yol ayrımlarında karar, kişiye ait.
Tam da bu noktada en belirgin soru işaretini paylaşmalıyım. Seçimler her zaman kişinin kendisine mi ait? “Dış güçler bunda etkili.” diye fısıldıyor iç sesim. “Etkisi olanları göz ardı etmeyiniz.” diye de ekliyor. İç sesimin haklılık payını araştırmaktan yorulmuş bir halde hayatımı zihnimde yeniden canlandırmayı reddederek kabullenişlere takılıp kalıyorum.
Hayır, benimsediğim tanımlamayı değiştirmek değil asıl niyetim. İsyan, asla değil. Sorgulama sebeplerim var elbet; ancak bazen -ki bunlar bazı dönüm noktaları- suçlayacak birilerini arıyor insan. Ya da haklı birkaç husus. “Neden?” sorusu bir türlü rahat bırakmıyor beyni ve “Yapacak bir şey yok.” tesellisi de yerini alıyor hemen.
Çok fazla irdeleme, bıkkınlık ve isyanı beraberinde getirebilir mesajlı bir tehlike çanı çalıyor ve her şeye rağmen demeye devam ediyor kalp. Unutmaya çalışarak, kazandırdıklarını düşünerek, böyle olmalıymış diyerek… Hatta daha da ileri gidip ara yol gibi gördüğünün belki de ana yol olduğunu kanıksayarak… Evet, ihtimal dahili bir düşünce. Gerçek olabilecek kadar akıl çelici. Neden olmasın?
Biraz olsun rahatlamaya araç… Güzel. En azından hala umut var. Hep vardı zaten. Ama geleceğe dairdi. Şimdi bahsi geçen ise diğerlerinin aksine geçmişe ve en önemlisi bugüne dair. Şimdi! Araç, amaç için kullanılabilir.
Candan Erçetin’ den “Kader” size gelsin. Durumu özetleyen ve benim de çok sevdiğim şarkılardan biri.
*Bilgilendirme: Kötü bir ruh hali ile yazılmadı. Düşünceleri sorgulama sonucu oluşturulmuş bir yazıdan ibaret. Gülümsemeye devam yani ;)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder