Eğer her günün benzer şekilde geçiyorsa, beklentilerin ileri tarihlere atıldıysa, hangi güne uyandığının ne önemi var ki! Sabahın ışıltısıyla ‘merhaba’ gecenin karanlığıyla ‘güle güle’ dediğin peşi sıra günlerin, hepsi aynı değil mi? Peki sen gözlerini kapatırken o sana ‘hoşça kal’ diyor mu? Dese bile kalıyor musun sanki hoşça. Kalınıyor kalınmasına; ama yine de aynı işte tüm günler. Birini diğerinden ayıran sebep yok ki.
Bugün uyandığın gün pazartesiydi, yarın Salı olacak… Değişen bir şey oldu mu, olacak mı? Herhangi bir kişinin yüzünü güldüreyim, üzdüğüm birinin hüznünü silmeye çalışayım diyecek misin? Uzun zamandır aramadığın bir yakınını arayıp nasıl olduğunu soracak mısın? Sebepsiz yere teşekkür edecek misin hayatındakilere? Sebepsiz şükredecek misin beğenmemene rağmen tükettiğin güne?
Her gün birbirinin aynısı: Gece yat uyu, sabah kalk başla yeniden yenisine. Gelecek günü gidenden ayıran bir özellik varsa keyfine diyecek yok. Ne mutlu sana. Karşıladığın gün uğurladığından farklıysa tadını çıkar, geri gelmeyecek bir daha. Dediğim gibi fark yoksa arada, biran önce ‘dur de’ olan bitene. Ya da gül geç benim gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder